007 ailesini sevmekten de öte hayranlık duyuyorsanız veadımlarını bir şekilde takip etmek isterseniz, ajan turist olmanız konusunda biraz ısrarcı olabiliriz. James Bond severler için asla kaçırılmaması gereken bu 6 yeri “ölmeden önce gezilecek yerler” listenize mutlaka eklemelisiniz. Tüm bu yerleri gezmek içinse dünya çapında bir gezi planlamanız ve sözünü edeceğimiz bu altı yeri planınıza dahil etmeniz gerekiyor. Bütün bu yerler birkaç James Bond filmlerine konuk oldu; inanın bize orada bulunmak bile bir anda kendinizi film sahnesinde hissetmenize neden olacak. Bu yüzden, hemen şimdi valizinizi hazırlayın ve bu altı inanılmaz destinasyondaki James Bond atmosferini deneyimleyin.
1- Blenheim Sarayı, İngiltere
İlk olarak James Bond’un anavatanı olan Birleşik Krallık’tan başlamaya ne dersiniz? 007 filmi Spectre’de gösterilen Blenheim Sarayı ilk uğramanız gereken yerlerden biri. 1700’lü yılların başında inşa edilen saray, İngiliz Barok mimarisinin nadir bir örneğidir ve İngiltere’nin tarihi hazinelerinden biri olarak kabul edilir. Böylece burada sadece James Bond’un kötü adamlarıyla savaştığı yerleri gezme şansını elde etmekle kalmayacak aynı zamanda gerçek mimari başyapıtlarını da yakından görebileceksiniz.
2- San Giorgio Maggiore Kilisesi, Venedik
Casino Royale filminde, James Bond bir süredir Venedik’teki en güzel kiliselerden biri olan San Giorgio Maggiore Kilisesi’nde durdu. Burada o filmdeki sahneleri hatırlamanın yanı sıra, burada yaşanan ölümcül muharebeler hakkında bilgi alabilir ve kilisenin inanılmaz iç ve dış tasarımını da fotoğraflayabilirsiniz.Tarihi 16. yüzyıla dayanan San Giorgio Kilisesi, İtalya’nın en iyi mimarlarının inanılmaz eserlerinin ve muhteşem antik kent atmosferinin tadını çıkarabilirsiniz. Venedik turunuzda bu göz kamaştırıcı mimariyi bir de yakından görmeden şehirden ayrılmamalısınız.
3- Grand Hotel Pupp, Çek Cumhuriyeti
Casino Royale’de 007, smokine geçti ve Çek Cumhuriyeti’ndeki tarihi spa köyü Karlovy Vary’ye gitti. Ölümcül katiller ile mücadele sırasında James Bond lüks Grand Hotel Pupp’da kalır, bu da şehrin bir başka muhteşem mimari harikasıdır. Tarihi 1701 yılına dayanan otel, Neo-Barok mimarinin eşsiz bir örneğidir.
4- Hotel Fontainebleau, Miami
James Bond filmlerinin ilk dönemlerini merak ediyorsanız ve sadece Avrupa’da mükemmel bir 007 turu yapmak istemiyorsanız, Fontainebleau sizin için ideal bir yer olabilir. Goldfinger’da ilk sahne, Miami Sahili ve dünyadaki en sembolik ve tanınmış otellerden biri olan Fontainebleau’nun gökyüzü manzarasına açılıyor. 1954’te kurulan bu otel, o zamanların en lüks otellerden biriydi, bu nedenle bu 1964 yapımı filmde bu otelin ilk seçilen yerlerden biri olmasına hiç şaşırmamak gerek.Otel hala hizmet veriyor ve kesinlikle burada birkaç gün kalıp film çekildiği sahneleri zihninizde canlandırmak bambaşka bir deneyim. Ayrıca Sean Connery’nin bu filmi çekerken yaptığı spa prosedürlerini de keşfedebilirsiniz.
5- Panama Kültür Merkezi Enstitüsü, Panama
Quantum of Solace, 007 hayranlarının tamamına yakını tarafından sevilmiş bir film olsa gerek. Bu sefer de sizleri Panama’da bir keşif yolculuğuna çıkarıyoruz. Panama Kültür Merkezi Enstitüsü binası, tiyatro, film sergileri ve Panama geleneği ile ilgili performanslar için oldukça popüler bir alan. Olur da bir gün buraya uğrayacak olursanız, çok ilginç deneyimler yaşayabilirsiniz.
6- Regent Caddesi, Londra
Yine, listemizin ilk sırasını alan ve turumuzun başlangıç noktası olan ülkede gezimizi sona erdirelim; İngiltere. Batı Londra’daki önemli bir alışveriş bölgesi olan Regent Caddesi‘ndeki aşırı aksiyonlu bir kovalamada uluslararası bir suç komplo peşinde koşarken, Altın Göz adlı 1995 filminde Pierce Brosnan’ın James Bond’unu takip etmelisiniz. Londra’nın en ünlü caddelerinden birini olan Regent’i gezmek için en az 4-5 saatini ayırmalısınız. 1800’lü yıllardan bugüne zamanda yolculuğa çıkacağınız bu cadde ve çevresindeki mahallelerde Gürcü mimarilerine hayran kalacaksınız.