İsrail ve Filistin’in başkent ilan ettiği, Müslümanlar, Museviler ve Hristiyanlar için kutsal olan, Müslümanların ilk kıblesi, Mekke ve Medine’den sonra üçüncü mukaddes şehir kabul edilen Kudüs..
Tarihin seyri boyunca çeşitli ırklar tarafından Kudüs’e verilen isimlerin ortak manası hep “Barış ve Kutsal” olmasına karşılık barışa hasret kalan bir şehir olması nasıl da ironik! Bağımsızlığı 1988 yılında Cezayir’de ilan edilen Filistin Devleti’ni dünyada 100’den fazla ülke tanımaktadır.
Tarihi boyunca; 2 defa yok edilen, 23 defa işgal edilen, 52 defa saldırıya uğrayan ve 44 defa ele geçirilip tekrar kurtulan üç büyük dinin kutsal şehri Kudüs’e giderek medeniyetler arası bir yolculuk yapmak mümkün.
Kudüs’e Nasıl Gidilir?
İstanbul’dan birçok havayolu şirketinin Tel Aviv’e direkt uçuşları bulunmaktadır. Kudüs’e gitmek için İsrail Konsolosluğu’ndan vize almanız gerekmektedir. İster randevusuz olarak şahsen ister online olarak ücretsiz şekilde vizenizi temin edebilirsiniz.
Havalimanındaki pasaport kontrolü söylenenlerin aksine oldukça zahmetsiz. Tel Aviv Havaalanı’ndan Kudüs’e gitmek için tren, otobüs ve araç kiralama seçenekleri mevcut. Fakat Cuma ve Cumartesi günleri kutsal şabat olması nedeniyle toplu taşıma kullanılmamaktadır.
Kudüs’te Gezilecek Yerler
Zeytin Dağı
Dünyada bulunan en büyük Yahudi Mezarlığı Zeytindağı’nda yer alıyor. Kudüs’ün etkileyici manzarasını buradan izleyerek, Osmanlı’nın 1517 yılındaki fethi sonrası Kanuni Sultan Süleyman’ın inşa ettiği surların kapısından kutsal şehre giriş yapabilirsiniz.
Kutsal mekanlar Müslümanlara ibadet saatleri boyunca açıkken, diğer dinlerden olan turistlere saat 14.00’te kapanıyor. Kılık kıyafeti uygun olmayan hanımlara İsrail askerleri tesettür kıyafet temin ediyor, Müslümanım demeniz giriş için kafii. En fazla Fatiha Suresi’ni okutuyorlar..
Hz. Muhammed’in Mirac’a yükseldiği Harem Üs Şerif’te; fotoğraflardan gördüğümüz altın kubbeli yapı Kubbet Üs Sahra, Mescid-i Aksa ile karşılıklı olarak aynı avlu içinde yer alıyor.
Kubbet Üs Sahra’nın içinde yer alan Hacer-i Muallak Taşı “havada asılı duran kaya” anlamına geliyor, Hz. Muhammed’in miraca yükselirken kayanın da onunla birlikte yükseldiğine ve dönüp kayaya “dur” dediğinde kayanın havada asılı kaldığı rivayet ediliyor.
Ağlama Duvarı
Ağlama Duvarı ya da Batı Duvarı olarak bilinen yapı hemen Mescid-i Aksa’nın arkasında yer alıyor. Kral Süleyman zamanında yapılan tapınaktan günümüze ulaşan tek duvar olma özelliğine sahip. Efsaneye göre; mabed yapılırken Süleyman Peygamber iş bölümü yapar, zenginler maddi güçlerini kullanarak büyük bir kısmını, yoksullar ise emekleri ve inançları ile bu duvarı yaparlar ve fakirlerin yaptığı duvar en son biter. Efsane bu ya, “Tanrı da Batı Duvarı’nda inananların alınteri var” der ve o duvarı kutsar. Günümüze ulaşan bu duvar, Yahudiler için arınmaya açılan kapıdır. Kadınlar ve erkekler ayrı ayrı kendilerine ayrılan alanlara giderek duvara ellerini sürüp dua ederler. Erkekler duvara geçerken başlarına kipalarını takmak zorundadırlar. (Kipa ya da Kippa: Musevi erkeklerinin, dua esnasında, sinagogda ve dışarıda başlarını örtmekte kullandıkları, küçük takke)
Kral David ya da Davud Peygamber’in mezarı, Hz. İsa’nın havarileriyle son akşam yemeği yediği oda da Kudüs’te gezilecek yerler arasında.
Hz. İsa’nın doğduğu varsayılan mağaranın da içinde bulunduğu Kutsal Doğum Kilisesi de Kudüs’e 10 km mesafedeki Beytüllahim ya da Betlehem adıyla anılan Batı Şeria’nın merkezinde yer alan şehirdedir.