Bu şehir son zamanlarda badireler atlatan bir geçmişe sahip olsa da, bir zamanlar Doğu’nun Paris’i olarak biliniyordu. Lübnan’ın başkenti Beyrut, ülkedeki tek gerçek kozmopolit şehir ve Doğu ve Batı’nın buluştuğu kavşakları simgeleyen kent olma özelliğine sahip. İlk kez Ortadoğu’ya seyahat ediyorsanız eğer başlangıç için harika bir yer olan Beyrut, turlarla birlikte daha makul ve güvenilir bir şehir. Beyrut’ta ve çevresinde gezilecek en iyi 8 yeri gözden geçirdikten sonra Beyrut turları araştırmaya başlayacağınıza garanti veriyoruz.
1- Al-Amin Camii
Beyrut şehir merkezinde bulunan Mohammad Al-Amin Camii, Sultanahmet Camii veya Hariri Camisi olarak da anılır. Yapımı, 2005 yılında katledilen Lübnanlı inşaat şefi Rafiq Hariri tarafından finanse edildiği için gayri resmi olarak Hariri Camii olarak da adlandırılıyor. İstanbul’daki Sultanahmet Camii’nin ilham kaynağı olduğu bu ibadet yerinin muazzam mimarisine hayran kalabilirsiniz.
2- Saint George Maronite Katedrali
Saint George Katedrali, Lübnan’daki Maruni Hristiyan topluluğuna hizmet veren neoklasik bir bazilika olarak da bilinir. Kilise, 12. yüzyıl haçlılarına dayanıyor ancak modern restorasyon, Roma’da Santa Maria Maggiore’den sonra 1884 ve 1894 yılları arasında yapılmış. Sütunlardan bazıları Lübnan’ın başka yerlerinde bulunan Roma kalıntılarından geri dönüştürülerek elde edilmiş. İç savaş sırasında katedral çok kötü bir şekilde hasar gördü ve yağmalandı. Tamamen eski haline dönmesi yıllar aldı ve o zamandan beri birçok çalınan nesne geri alındı.
3- Baalbek
Beyrut’tan arabayla 3 saat uzaklıkta olan Baalbek, bir tapınak kompleksi, mühendislik harikası ve Roma’nın bu bölgedeki eski düzenini hatırlatan anıtsal bir yerdir. Lübnan’ın Fenikeliler ve Romalılar tarafından yaptırılan en muhteşem arkeolojik alanı. Tapınak, haftanın 7 günü sabah 9’dan akşam 5’e kadar açık ve aslında ziyaret edilmesi güvenli yerlerinden biri.
4- Place de l’Etoile
Place de l’Etoile, Beyrut’un merkezinde bulunan ünlü bir meydandır. Yerel atmosferi ve Lübnan kültürünün en iyi örneği olmasıyla turistlerin ilgisini çeken meydan, eşsiz mimarisi ile ünlüdür ve Beyrut kentinin bir odak noktası ve kimliğine dönüşmüştür. Beyrut sokakkültürünün keyfini çıkarın ve sayısız kafelerinden birinde Lübnan mutfağını keşfedin. Taş ve mermer Osmanlı yapıları, meydandaki mücevherat dükkanları, dört yüzlü Rolex saatini üzerinde taşıyan 1930’lu yıllardan kalma saat kulesi, meydanın en önemli yapılarıdır. Saat kulesi, Fransız mandası döneminde belediye başkanı tarafından yerli halka sunuldu. Meydanda göze çarpan bir diğer etken de güvercin popülasyonunun fazlalığı.
5- Beyrut Çarşıları & Souk el Tayeb
Beyrut Çarşısı, şehir karmaşasından uzakta dinlenmek için harika bir yer. Kahve dükkanları, restoranlar, süpermarket, tasarımcı mağazaları ve sinema gibi her şeyi bir arada bulabilirsiniz. Her cumartesi sabahı kurulan Souk el Tayeb adlı çiftçi pazarları var; pazar, Lübnan’ın dört bir yanından çeşitli gıda ürünlerine (meyve, sebze, mouneh, Lübnan yemekleri, bal, zeytinyağı ve hamur, börekler, sac börekleri, tatlılar) ev sahipliği yapıyor. Bunun yanı sıra geleneksel ve özel el işi ürünleri (çocuk kitapları, sabun, cam ve seramik) burada mevcut.
6- Corniche
El-Manara Corniche, 10 km uzunluğunda palmiyelerle kaplı adeta huzur veren bir yer.Küçük esnaflar, kahve, çay ve aperatif satıyorlar. Corniche, dalga sesleri eşliğinde muhteşem gün batımını izlemeimkanı sunar. Yaz günlerinde, aşağıdaki kayalarda güneşlenen ve yüzen tatilciler, yerli halkla dolup taşan Corniche’nin güneyinde Raeche bulunur ve çoğunlukla Güvercin Kayaları ile ünlüdür. 60 metrelik yüksek deniz kayaç çiftliği, tarih öncesi dönemde jeolojik bir hareketle kurulmuştur.
7- Place des Martyrs
Beyrut’un merkezindeki Place Des, ağırlıklı olarak batılı Müslümanlar ile doğu Hıristiyanlar arasında doğal bir oluşum. Şehitler Meydanı, Lübnan şehitlerine adanmış ve yerli halk tarafından büyük önem taşıyan bir meydan ve bu bölgeyi gezerken rehberlerden ayrıntılı bilgi almanızda fayda var.
8- Roma Hamamları
Beyrut şehir merkezinin ortasında bir zamanlar kentin nüfusuna hizmet eden Roma Hamamlarının kalıntıları bulunuyor. İlk kez 1968-1969 yıllarında keşfedilmiş, 1995-1997 yılları arasında kapsamlı bir restorasyonve daha fazla kazı yapılmıştır. Hamamların arka planındaki tarih ise kelimenin tam anlamıyla nefes kesicidir.
