Dijon‘da, Roma zamanlarına dayanan yüzlerce tarihi bina, anıt ve kutsal alanlarla dolu ara sokakların hikâyesini dinlemek ister miydiniz? Dijon’un tarihi sokaklarının tadını çıkarmanın en eğlenceli yolu, şüphesiz telefonsuz, haritasız, hatta yardımsız kaybolmaktan geçiyor. Siz siz olun Dijon’dayken kimseye yol sormayın…
• Rue de la Chouette
Bu yol kısa ancak ortaçağdan kalma tarihi binalarla dolu ve tüm ihtişamıyla kuşkusuz Fransa turlarının da vazgeçilmezi. Cadde, adını ünlü Notre Dame Kilisesi’nin sütunlarından birindeki göz seviyesinin hemen üstünde bulunan oyma küçük baykuş taşından alıyor. Baykuşun sol eliyle ovuşturması halinde iyi şans getirdiği söyleniyor. Kilise 13. yüzyılda daha mütevazı bir şapel ile inşası başlanıp, 1220 yılında tamamlanmış ve bugünse sonradan şekillenen gotik mimarisiyle ziyaretçilerini büyülüyor. Kilisenin kenarındaki toplam 51 gargoyle’yi (yaratık şeklinde heykelciklere verilen ad) mutlaka Fransa gezi albümünüzde yer almalı.
Maison Millière, mola vermek ve öğle yemeğinin veya bir fincan kahvenin tadını çıkarmak için mükemmel bir yer. Dükkân, perde tüccarı Guillaume Millière için 1483 yılında inşa edilmiş ve inanılmaz derecede iyi korunmuş bir yapı. 1614 senesinde inşa edilen Vogüé Köşkü, Dijon’un en süslü ve şık yapılarından biri ve kesinlikle fotoğraflanmaya değer.
• Rue Verrerie
Dijon’da fotoğraf çekmek için en pitoresk cadde neresi diye sorarsanız, kuşkusuz Rue Verrerie caddesinin adını verirdik. Sembolik bir ortaçağ ticaret caddesi olan Verrerie, eskiden Pig Market Caddesi, daha sonra da Serge Caddesi olarak anıldı. Birkaç cam üreticisi burada alışveriş yapmaya başladıktan sonra sokağın adı ticaret amacıyla değiştirildi. Bu tarihi sokakta yürürken karşınıza çıkacak olan yarım, derme çatma eski kereste evler adeta birbirini tamamlıyor. Evlerin cepheleri, kusursuz oymalar ve sembollerle nostalji rüzgarları estiriyor. Gerçekten de bu sokakta yürüyüp geçtikten sonra 3 saat süren bir tarih dersinden çıkmış gibi hissetmemek elde değil.
• Ruedes Forges
Dijon’un merkezindeki en güzel sokaklardan biri olan Ruedes Forges, şık butikler ve davetkar tipik Fransız kafe, pastane ve çikolata mağazaları ile dolu bir sokak. Burada yürürken gözlerinizi bir an olsun ayıramayacağınız mimarilere denk geleceksiniz. Tarihle biraz olsun ilgiliyseniz, bu sokak Fransa’da gezilecek yerler listenizde olmalı. 18. yüzyıl evlerinden biri olan 38 numaralı Maison Maillard, Dijon’daki en muhteşem görkemli cepheye sahip ve 40 numaralı otelin bitişiğindeki Hotel Aubriot’u da listenize ekleyebilirsiniz. Bu binanın tarihi de 13. yüzyıla kadar uzanıyor. Araştırmacılar, tonozlu kilerlerin daha erken yapılmış olabileceği ihtimalini de düşünüyorlar.
• Rue de la Liberté
Dijon’un en iyi şekilde korunmuş sokaklarından olan Rue de la Liberté, Dijon’daki ana yaya caddesi. Devrimden önce Rue Condé olarak anılan bu yer, şimdilerde Ducal Sarayı’nın bulunduğu cadde olmasıyla ünlü. Caddenin karşısında, Darcy Bahçeleri’ne ve tren istasyonuna bakan Porte Guillaume, 18. yüzyılda inşa edilmiş göz kamaştıran bir kemer. Dijon’un ana kapılarından birinin ise ortaçağda inşa edildiğine dair bilgiler edinilmiş.
Rue de la Liberté’nin dört bir yanında, modern Galeries Lafayette de dahil olmak üzere kafeler, restoranlar ve mağazalar ile 32 numaralı mağaza Boutique Maille gibi yerler var. Çok eskilerden kalma antik ortaçağ evlerinin bugün butik otel, dükkan olarak hizmet vermesi de oldukça dikkat çekici. 68 numaralı Hotel Burteur, ortaçağ şehir evinin ender görülen bir örneği olan ama şimdilerden sıradan bir eczaneymiş gibi görünen bina Dijon’un en önemli tarihi yapıları. Şimdi eczane olarak hizmet veren binanın her bölümü 1450 ve 1470 yılları arasında ayrı ayrı inşa edilmiş. Başlangıçta Carthus’un rahiplerinin yaşadığı bir rezidanslı çatı ile üç kısma ayrılmış. Gerçekten de ilaç almak için fazla tarihi değil mi?